Sanatı açıklamaya çalışan bir kuram; Yansıtma Kuramı.

 Burada ise Platon'un öğrencisi Aristoteles'in sanata bakışını ele alacağız.

Platon sanatçının idealar evrenindeki kopyanın kopyasını yaptığını söyleyerek, sanatçının gerçekçi olmayan bir yansıtma yaptığını söylemişti. Oysa Platon, sanatçının asıl hedefinin gerçekten olan şeyi değil, olabilir olanı, yani olasılık veya zorunluluk kanunlarına göre mümkün olan şeyi ifade etmektir.

Platon, sanatçının tek olanı yansıttığını ve dolayısıyla gerçeklik hakkında bilgi veremeyeceğini ve zaten şaire özgü bir bilgi alanı olmadığını iddia etmişti Aristoteles, şairin hayatı, insan yaşantısının anlamını bildiğini söylemek istiyor. Bir bakıma söz konusu olan insan psikolojidir. Onun için sanatçı, Platon'un sandığı gibi bizi gerçeklikten uzaklaştıran, sahte bilgiler sunan biri değil, bize hayatı açıklayan birisidir. (Moren, Edebiyat Kuramları ve Eleştiri, İletişim Yayınları.)

Bence Platon ve Aristoteles'i bu konuda ayıran en önemli nokta Platon'un sadece dış dünyaya yönelik düşünüp sanatçıyı dış dünyadan soyutlamasıdır. Oysa sanatçı dış dünyanın bir parçası ve dış dünyada büyük tecrübeler edinmiş birisidir, tecrübelerini iç dünyasıyla birleşip kendi gerçekliğini ortaya çıkarır.

Platon'un edebiyatın ahlaki yönü üzerine yaptığı yorumların aksine Aristoteles edebiyatın hem bilgi kazandıran hem de psikolojik olarak yararlı bir etki sağladığı görüşündedir.

Popüler Yayınlar

Dediği gibi...

Yazı , edebiyat, sinema vs gibi entelektüel uğraşlarla uğraştığım günden beri kendimle ve arkadaşlarımla konuştuğumda hep kendi olmak konusu...