Bu sıcaklığın ve rüzgarın verdiği sarhoşlukla olup olmadık şeyler düşledim yine
sen vardın her zamanki gibi her senaryoda olduğun gibi yine almadı
ajans bir entelin iki elini birleştirip
çok klasik demesi gibi oysa bana da klasik ama bende bu pek etki etmiyor alıyor zihnim ve gerekli tüm parayı
karşılıyor.
Bu zamanlarda tutturdum para kazanmaya, beceremem biliyorum,kendimi basit hissediyorum
bir şeyleri beceremeyeceğim galiba
olup olmadıklığın başlangıcı buradan mu geliyor dersin,galiba bilemem yine çoğu şeyi bilmediğim
gibi bunu da bilemem belki senide bilmiyorum olamaz mı
sahi sen esin kimsin sen ? bir düşüncemi ? varlık mı yoksa her ikisinin bende oluşturduğu bir bütün müsün bence sen bir bütünsün
benim senle oluşturduğum ve kendimi var ettiğim bir bütün.
bu bütünde güzel olan her şey var.
Kuş ötüşleri,bar arıları,serçeler
bütün için bir anlaşmaya gerek yok biz olmamız yeter.
Zaten biz bir anlaşmayız birbirimizin anlaşması.
zaten bize aykırıdır aykırılığa kaçmak ha bize lazım dersen seninle ona da razıyım...
Bugün otobüste bir dindar tanıdım,günde beş vakit namaz kılıp üç saat kuran okurmuş, aslında hayatı sevmezmiş ama allaha ayıp olmasın diye yaşarmış saatleri hep dakikmiş bir dakika bile geçiktirmezmiş namazını, acı çekmede de dakikmiş Dostoyevskiyi tanımış geçenlerde dahada ağırlaşmış acıları kuran okuyarak hafifletirmiş acılı gecen günlerini.
Geçenlerde bir fahişe tanıdım otobüste günde 4 erkekle yatarmış hep dizi izlermiş günü böyle geçirir, insanları çok iyi anlarmış,kimin ne olduğunu anlaması için sadece bakması yetermiş insanlar onu hep tanımak isterken nasıl bu işe düştün dermiş hep aynı cevabı verip geçiştirirmiş, hayatı hiç sevmez bir şeylere ayıp olmasın diye yaşarmış. Acı çeker, hep basit düşler kurar, düzeni sevmezmiş.
hastası yaşlı bir amca gibi nereye gideceğimi ne yapacağımı bilmiyordum, günde 16 saat düşünür günümü böyle geçirirdim günün çoğu zamanında acı çekerdim mutsuz olmak için bir şey yoktu ortada tıpkı acı çekmenin bir sebebi olmadığı gibi hep bir şeyler yapmak isteyip sadece düşünürüm. yaşamı pek sevmem ama kendime ayıp olmasın diye yaşarım.
Geçenlerde bir fahişe tanıdım otobüste günde 4 erkekle yatarmış hep dizi izlermiş günü böyle geçirir, insanları çok iyi anlarmış,kimin ne olduğunu anlaması için sadece bakması yetermiş insanlar onu hep tanımak isterken nasıl bu işe düştün dermiş hep aynı cevabı verip geçiştirirmiş, hayatı hiç sevmez bir şeylere ayıp olmasın diye yaşarmış. Acı çeker, hep basit düşler kurar, düzeni sevmezmiş.
Geçen kendimi tanıdım otobüste kaybolmasın diye numaralı otobüslere bindirilmiş alzheimer
hastası yaşlı bir amca gibi nereye gideceğimi ne yapacağımı bilmiyordum, günde 16 saat düşünür günümü böyle geçirirdim günün çoğu zamanında acı çekerdim mutsuz olmak için bir şey yoktu ortada tıpkı acı çekmenin bir sebebi olmadığı gibi hep bir şeyler yapmak isteyip sadece düşünürüm. yaşamı pek sevmem ama kendime ayıp olmasın diye yaşarım.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Popüler Yayınlar
-
Ne gerek var böyle şevkli kasvetli havalara sonra kendimize tanrıdan pay biçiyoruz,bak günün anlam ve önemi geçiyor önümüzden sen ve benden ...
-
Aslında her zaman nefret ettiğimiz bazı şeyler iyi olabiliyor mesela sıkılmak; günde en çok yaptığımız şey sıkılma ve biz bundan daima şikay...
Dediği gibi...
Yazı , edebiyat, sinema vs gibi entelektüel uğraşlarla uğraştığım günden beri kendimle ve arkadaşlarımla konuştuğumda hep kendi olmak konusu...